24 Ekim 2014 Cuma

VALİDEBAĞ KORUSUNDA POLİS ŞİDDETİ / Avukat Atalay: Polis Öldürmekle Tehdit Etti

Validebağ Korusu’nu yürütmeyi durdurma kararına rağmen yıkmak isteyenlere karşı çıkan Avukat Atalay ve dört kişi hem zabıta hem polis tarafından dövüldü. Polis aracında ölümle tehdit edildiler. Olayı görüntülemek isteyen gazeteci de gözaltına alındı.

* Fotoğraflar: Mehmet Ali Derdiyok, İsa Terli / AA

Sosyal Haklar Derneği Başkanı, Mimarlar Odası avukatı Can Atalay, Validebağ Korusu’nu korumak isterlerken maruz kaldıkları polis şiddetini bianet’e anlattı. Atalay, korunun içerisinde hem zabıta hem polis şiddetine maruz kaldıklarını, araçta tekrar dövüldüklerini, tehdit edildiklerini söyledi.

Olayı görüntülemek isteyen Yurt gazetesi muhabiri Hakan Akpınar da gözaltına alındı.

Atalay, Akpınar, İstanbul Kent Savunması’ndan Çiğdem Çidamlı, HalkEvleri’nden Alper Ateş, Halkın Türkiye Komünist Partisi (HTKP) Parti Meclisi Üyesi Deniz Gülsen dün akşam 23:00 sıralarında serbest bırakıldılar.

Mahkeme kararına rağmen yıkım


Avukat Atalay, dün Validebağ Korusu’nda ve karakolda yaşananları şöyle anlattı:

“Hiç ağaç yok, dedikleri yerde bir sürü ağaç söküldü, halen de sökmeye devam ediyorlar. Üsküdar Belediyesi kuzey alanına beton dökerek otopark yapmak istemişti, engel olundu. Belediye daha önce de Kuzguncuk Bostanı’na girmeye çalışmıştı. Validebağ Korusuyla ilgili yürütmeyi durdurma kararı var, buna rağmen yıkım yapmaya çalışıyorlar.”

“Kafanızı kaldırırsanız kafanıza sıkarım”


 “Dün de yıkımı durdurmak üzere yeşil alan içinde yürümeye başladık, önce zabıta sonra polis saldırdı. Bizi parkın bir köşesine çekerek dövdüler.”

“Polis aracına zorla bindirildik, aracın içinde de dövmeye devam ettiler. Araçta her birimizin üzerine en az iki polis oturdu. Beyaz kazaklı bir polis vardı, ‘Kafanızı kaldırırsanız kafanıza sıkarım, hepinizin kafasına sıkacağız’ diyordu.

“Çiğdem Çidamlı’yı başka bir araca bindirdiler, ona da küfür ettiler, öldürmekle tehdit ettiler.”

Savcı: Gözaltı talimatı vermedim

“Numune Hastanesi’ne götürüldük, bu arada polislere gözaltı işlemi belgelerini sordum, hiçbir şey veremediler.”

“İstanbul Barosu Avukat Hakları Merkezi Başkanı savcıyla görüştü, savcı ‘Bilgim yok, gözaltı talimatı vermedim’ dedi.”

Hastane dönüşü de darp


“Tekrar araca bindirildik, Kartal Hukukçular Derneği Başkanı Ümit Erdem hukuksuz gözaltı karşısında, 155’i aradı ve içinde bulunduğumuz aracın plakasını vererek hangi gerekçeyle tutulduğumuzu, nereye götürüldüğümüzü sordu, suç ihbarında bulundu.”

“Bunun üzerine başka polis araçları da bölgeye geldi. Polisler bunu görünce bizi tekrar aracın içinde darp etti. Hastaneye ikinci kez giderek yine darp raporu aldık.”

Belge yok, suçlama yok

“Son olarak Doğancılar Karakolu’na götürüldük. Gözaltı işlemi yapmadıklarını söylediler, suç isnadında bulunmadılar, neye dayanarak bunca saat tutulduğumuzu bilmiyoruz.”

“Bir polis ifademize başvurmak için getirildiğimizi söyledi ancak hukuken bu mümkün değil. Görüntüler var, hürriyetimiz kısıtlandı, dövüldük.”

“Yeni güvenlik rejimi”

Atalay, “AKP’nin yeni güvenlik rejimini de böylece deneyimlemiş olduk” diye konuştu.

Darp edilenler, aldıkları hastane raporlarıyla birlikte polisler hakkında şikayetçi olacak.

Ne Olmuştu?

Üsküdar İlçesi, Altunizade Mahallesi, Validebağ Korusu güneyi, 165 pafta, 1313 ada, 178 parsel sayılı taşınmazın güneyindeki tescil dışı yeşil alan, plan tadilatı yapılarak "Dini Tesis Alanı" olarak yapılaşmaya açıldı.

2012 yılında başlatılan bu değişikliğe itiraz için mahalle sakinleri imza topladı ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne karara itiraz dilekçesi verdi.

Ardından biri Çamlıca Konakları, biri Ata Konakları, üçü de bireysel olmak üzere beş ayrı dava açıldı.  Davalar henüz sonuçlanmadan, Üsküdar Belediyesi tarafından alana yapım konteynırı getirildi ve işaretleme çalışması yapıldı. 15 Ekim sabahı inşaat için kepçe getirilerek alanda çalışma başlatılmak istendi.

Mahalle sakinleri inşaat ruhsatını görmek istedi, ancak inşaat için gelen ekip ruhsatı ibraz edemedi. Caminin yapılmaması için başlayan direniş süresince mahalleli alanda nöbet tuttu.
21 Ekim sabahı polis eşliğinde alana giren iş makineleri, çevre sakinlerinin işlemin hukuksuz olduğu, davaların sonucunun beklenmesi gerektiğine dair uyarılarına rağmen kazı yapmaya başladı.

Mahalle sakinleri İstanbul 7. İdare Mahkemesi'ne başvurarak yürütmeyi durdurma kararı aldı. Ancak yıkım ekipleri bu kararı da dinlemedi ve yine polis eşliğinde bölgeye gitti.

Kaynak: Bianet