16 Temmuz 2014 Çarşamba

Eskişehir'deki "KEDİ CİNAYETİ" davası görüldü

Geçtiğimiz Şubat ayında, Eskişehir'de 20 yaşındaki M.C.A. isimli üniversite öğrencisi tarafından önce bıçaklanarak, daha sonra damacana ile ezilerek öldürülen "İLETKİ" isimli kedi ile ilgili, sanık hakkında üç yıla kadar hapis istemi ile açılan kamu davasının ilk duruşması Eskişehir 4. Asliye Ceza Mahkemesi'nde bugün saat 09:00'da görüldü.


Sanık M.C.A. hakkında şikâyetçi olan birçok vatandaşın dinlendiği duruşmada, çeşitli barolara mensup hayvan hakları komisyonu üyesi avukatlar, STK temsilcileri ve hayvan hakları savunucuları da hazır bulundu. Sanık M.C.A. ise duruşmaya katılmadı.

Talimat ile ifadesi alınan sanık M.C.A'nın, ifadesinde iddianamede kendisine yöneltilen suçu işlediğini kabul ettiği görüldü. Türkiye Baroları Hayvan Hakları Kurultayı'na mensup barolar ve Engelli Hayvanları Koruma ve Hayvan Hakları Derneği, Hayvanları Çaresizlik ve İlgisizlikten Koruma Derneği (HAÇİKO), Seferihisar Doğa ve Hayvan Dostları Derneği (SEHAYDER), Yaşam Hakkına Saygı Derneği (YHS) ve Yeryüzüne Özgürlük Derneği de suçtan zarar gördükleri gerekçesi ile davaya müdahillik taleplerini mahkemeye iletti. Mahkeme, baroların ve derneklerin müdahillik taleplerini reddederken davanın müştekilerinin katılma taleplerini kabul etti.

"Bizim malımız değil canımız katledilmiştir"

Adliye önünde, Eskişehir Hayvanları Koruma Derneği ve "İletki" kedinin yasal "koruyucusu" olan Cafe de Kedi adına ve Eskişehir Barosu Hayvan Hakları Komisyonu adına bir basın açıklaması yapıldı. Eskişehir Hayvanları Koruma Derneği ve Cafe de Kedi adına yapılan basın açıklamasında "Bizim malımız değil canımız katledilmiştir ve bu olay telafi edilemez bir durumdur. Uygulanan vahşice cinayet, vicdan ve toplumun hayvanlara karşı takındığı tavırla alakalıdır. İnsanların hayvanlara karşı içlerindeki nefreti hiç çekinmeden kusabilmesinin en büyük nedeni cezai müeyyidelerin caydırıcı olmamasıdır. Sahipli ya da sahipsiz hiçbir hayvana kötü muamele edilmesi hiçbir sebeple kabul edilemez." denildi.

Adliye önünde Eskişehir Barosu Hayvan Hakları Komisyonu Başkanı Av. Buket Ünlü Hatip, "Karşımızda masum bir canlının bağırsaklarını dışarı çıkarttığı yetmezmiş gibi saatlerce sürünerek acı çekmesini izleyen, bunu kayıt altına alan ve kendisine yaptıklarından utanmak yerine adeta övünme sebebi olarak arkadaşlarıyla paylaşan bir sanık yer almaktadır. O ve onun gibiler, insan dahil başka canlılara zarar vermeleri için sadece ceza almamalı, yaptıkları unutulmamalı, tedaviye alınmalı ve takibi yapılmalıdır." açıklamasında bulundu.

Eskişehir Barosu Hayvan Hakları Komisyonu'ndan Av. Mustafa Çakı ise "Hayvanların mal olarak görüldüğü, takdir verildiği bir ortamda yaşıyoruz. Ortada tartışılmayacak bir şekilde suç mevcut. Sanığın suçu sabittir. Pişmanlık ifadesi toplumda gördüğü şiddetten dolayı olduğu da açıktır" dedi.

Engelli Hayvanları Koruma ve Hayvan Hakları Derneği ile Yeryüzüne Özgürlük Derneği'ni temsilen, Ankara Barosu Hayvan Hakları Kurulu'ndan Av. Burcu Yağcı tarafından mahkemeye sunulan müdahele dilekçesinde ise "Davaya konu edilen ve sanık tarafından katledilen hayvanın haklarının ihlâl edilmesi ve sonrasında gerek kendisini yasalar ve mahkeme nezdinde temsil edemiyor oluşu gerekse son derece sadist duygularla bedenine hunharca eziyet edilmesi nedeniyle hakları, varlığı yok sayan, ayrımcı muameleye tabi tutulduğuna ve sanığın savunmasız her canlıya, çocuğa, bebeğe, engelli bir bireye ya da savunmasız bir yaşlıya yönelik aynı kötü niyetli fiilini gerçekleştirebileceğine ilişkin somut olaylar göz önüne alındığında, bu toplumda yaşayan her bireyin adil ve tarafsız bir yargılamanın yürütülerek sorumluların cezalandırılmasında haklı menfaati bulunmaktadır" denildi.

"Yürürlükteki kanunda da tasarıda da hayvanlar hâlâ birer mal"

Davaya müdahillik talebinde bulunan Engelli Hayvanları Koruma ve Hayvan Hakları Derneği ile Yeryüzüne Özgürlük Derneği'nden açıklama yapan Burak Özgüner "Birkaç ay önce yaşanan bu olay karşısında, tüm Türkiye ayağa kalktı. Ancak her zaman olduğu gibi bu cinayet de unutulup gitti. Mahkeme ne karar verirse versin, sanık ve benzer fiillerin failleri, katiller bizlerin vicdanında zaten mahkûmdur. Son derece sadist duygularla işlenen bu cinayetin ardından gündeme gelen Hayvanları Koruma Kanunu değişikliği yasa tasarısı şu anda TBMM Genel Kurulu gündeminde. Ancak gündemde olan tasarı, bu tür suçların caydırıcı bir yaptırımla sonuçlanmasını sağlamaya dahi yetmiyor, hatta tasarıdaki son derece ucu açık maddeler nedeni ile tasarının yasalaşmasından, hayvanların korunamayacağı, kolaylıkla öldürülebileceği gerekçesi ile ciddi endişelerimiz var. Yürürlükteki kanunda da gündemdeki tasarıda da Türkiye'de hayvanlar hâlâ birer mal. Bir hayvanı öldürmek ile başka bir savunmasız insanı öldürmek arasında hiçbir fark yok. Hepsi birer yaşam hakkı ihlâli. Adı 'hayvanları koruma' olan bir kanun ve bununla ilgili tasarı dahi, hayvan haklarını değil, insan menfaatini gözetiyor. Bu zihniyet değişmediği sürece bu davadakine benzer olaylar yaşanmaya, hatta artmaya devam edecek" açıklamasında bulundu.

Duruşmaya Eskişehir, Ankara, İstanbul ve Mersin Baroları Hayvan Hakları Komisyonları adına katılan diğer avukatlar da beyanlarında sanığın üst düzeyde cezalandırılmasını talep etti. Mahkeme heyeti, sanığa davetiye çıkartılmasına karar vererek bir sonraki duruşmayı 11 Kasım 2014 tarihine erteledi.