28 Mayıs 2014 Çarşamba

"Afgan Sığınmacılara İnsan Yaşam Hakkı Tanınsın"

Göçmen Dayanışma Ağı, zor koşullarda yaşayan, çalışmalarına izin verilmeyen, üçüncü bir ülkeye gönderilmeyen Afgan mülteciler için insanca yaşam talebinde bulunuyor.


Göçmen Dayanışma Ağı, iltica başvurularında adil ve eşit muamele gösterilmediği gerekçesiyle altı haftadır Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (BMMY) Ankara Ofisi önünde direnişlerini sürdüren Afgan sığınmacılarla dayanışmak amacıyla dün akşam Galatasaray Meydanı’nda bir araya geldi.

Göçmen Dayanışma Ağı, Türkiye’ye sığınan insanlara, ülkelerine bakılmaksızın insan onuruna yakışır bir yaşam hakkının tanınmasını ve acil kalıcı çözümler üretilmesi talebinde bulundu.

“Coğrafi sınırlama”

Türkiye’nin 1951 tarihli Mültecilerin Hukuki Durumuna İlişkin Cenevre Sözleşmesi'ne koyduğu coğrafi sınırlama çekincesi nedeniyle doğu sınırlarından giriş yapan mültecilere iltica hakkı tanımadığına dikkat çeken Göçmen Dayanışma Ağı, Türkiye'deki sığınmacıların kalıcı bir çözümden yoksun olduğunu vurguladı.

BMMYK’nın üçüncü ülkelerin Afganistan’dan mülteci kabul etmediği gerekçesiyle tüm iltica başvurularını askıya alması, önceden verilen randevuları iptal etmesi üstüne BMMY Ankara Ofisi önünde haftalardır bekleyişlerini sürdüren Afgan sığınmacılardan bir kısmı ağızlarını dikerek ölüm orucu sürdürüyor.

Farklı illere sürülüyorlar

Dün akşam Galatasaray’da basın açıklaması yapan Göçmen Dayanışma Ağı, sığınmacıların BMMYK yetkilileri görüşmek ve seslerini duyurmak için defalarca girişimde bulunmalarına rağmen sadece polis saldırısıyla karşılaştıklarını ve bugüne kadar 240 kişinin gözaltına alındığını vurguluyor.

Sığınmacıların otobüslere bindirilerek zorla farklı illere gönderildiğine ve gözaltındaki altı Afgan’ın yaralandığına dikkat çekilen açıklamada şu ifadelere yer verildi:

“Özellikle Afganistan, Somali gibi ülkelerden gelmiş uzun zamandır üçüncü ülkelere yerleştirilemeyen mültecilerin durumu, coğrafi sınırlamanın işlevsiz hale geldiğinin bir göstergesidir.

“Bugün Türkiye'deki çok sayıda uydu kente zorunlu olarak ve hiçbir destek sağlanmadan gönderilen mültecilerin, özellikle Afganistan ve Afrikalı sığınmacıların durumu, belirsiz bir bekleme süreci içinde her geçen gün daha da kötüleşmekte ve tahammül sınırlarını zorlamaktadır.

Travmalar

“Geleceğe ilişkin çözüm sunulmayan; çalışmalarına izin verilmeyen, kayıt dışı alanda patronların insafına, sömürülere maruz kalan, tacizine uğrayan; başta sağlık olmak üzere hizmetlere erişimde sorunlar yaşayan tüm sığınmacı ve mültecilere layık gördüğümüz yaşam, insan onuruna ve insan haklarına sığmıyor.

“Bu gelişmelerin, çok sayıda sığınmacı ve mültecide yarattığı travmaların ölümcül sonuçlara sebep olabileceğine dair endişelerimiz var.

“Kendilerini insan kaçakçılarının insafına bırakan göçmenlerin, Avrupa'ya ‘umut’ yolculuğuna çıkan sığınmacıların, trajik kaza kurbanlarının, insan ticaretine maruz kalanların sayısında ciddi artışlar bu endişelerimizi haklı çıkarıyor.

“Sığınmacıların yaşadığı travmalar hali hazırda Afgan mültecilerin ağızlarını dikmeleri gibi kendi bedenlerine zarar verecek boyuta ulaşmış bulunuyor.

* Fotoğraf: Meral Candan

Kaynak: Bianet