4 Ekim 2013 Cuma

Basın açıklamamıza saldıran çevik kuvvet ve devlet şiddeti nedeni ile katledilen hayvanlar için TBMM'de soru önergesi verildi

İstanbul Milletvekili Sn. Melda Onur'a, polis şiddetine ve devlet terörüne sessiz kalmadığı için teşekkürlerimizi sunuyor, kamuoyu bilgisine sunulan bülteni aynen paylaşıyoruz:

İstanbul Milletvekili Melda Onur: 4 Ekim Dünya Hayvanları Koruma Günü’nü kutlarken... Hayvan haklarını koruyanları bile koruyamıyoruz

İstanbul Milletvekili Melda Onur, İçişleri Bakanı Muammer Güler’in yanıtlaması istemiyle 4 Ekim Dünya Hayvanları Koruma günü kapsamında, polis saldırılarında hayatını kaybeden ve zarar gören hayvanlar için basın açıklaması yapmak isteyen Yeryüzüne Özgürlük Derneği üyelerine 28.09.2013 tarihinde yapılan polis şiddeti için soru önergesi verdi.


Önergenin gerekçesi ve soruları:

Gezi Parkı’nı korumaya yönelik protestolar esnasında kolluk kuvvetlerinin biber gazı, kimyasallı su ve plastik mermi, bilye gibi silahların bu süreçte sokaklarda öldürdüğü sokak hayvanlarına dikkati çekmek isteyen ve bu amaçla 28 Eylül 2013 tarihinde, Gezi Parkı merdiveninde basın açıklaması yapmak isteyen Yeryüzüne Özgürlük Derneği’nin bu girişimi Valilikçe engellenmiştir. Bu sırada hayvan hakları savunucuları yapmak istedikleri basın açıklaması esnasında kolluk güçleri tarafından müdahale görmüş, ağır bir şekilde parkın merdivenlerinde darp edilmiştir.

Derneğin aktivistleri Gezi Parkı merdivenlerinde toplanırken, sivil polisler GBT kimlik taraması yapmak istemiş, ardından Gezi Parkı merdivenlerinin “kimlik kontrolü için güvenli olmayışı” gerekçe gösterilerek ve kimliklerine el konularak İstiklal Caddesi girişine kadar sürüklenmiştir.

Dernek tarafından yapılan açıklamada şu ifadelere yer verilmektedir:

“Saldırı esnasında kucağında bebeği olan bir üyemiz dahi polisin şiddet girişimine maruz kalmış, bir başka arkadaşımız ise yere yatırıldıktan sonra kafası defalarca yere vurularak gözaltına alınmıştır. Gezi Parkı’ndan Taksim Meydanı’na kadar kalkanlarla sürüklenen insanlar darp edilmiş, gösteri ve yürüyüş hakkının şiddetle gasp edildiği saldırıda 14 kişi gözaltına alınmıştır. Basın mensupları da darp edilmiştir ve darp edilerek gözaltına alınan aktivistlere yönelik hak ihlallerinin görüntülenmesi yine polislerce engellenmiştir.”

Eylemde pankart bile açılamamışken ve beş dakika sürecek, bir sayfalık basın açıklaması dahi okunamamışken, Gezi direnişinde yaşamını yitiren tüm canlıların anılmasına bile tahammülü olmayan bir idari anlayış ile karşı karşıyayız. Bu durum devletin vatandaşlarının temel hak ve özgürlüklerinin açıkça yok saymasıdır. Oysa hukuki açıdan basın açıklaması ve toplantı için izne dahi gerek yoktur.

Bu bağlamda;

1-Kolluk kuvvetlerinin müdahalesi esnasında korumasız, savunmasız bırakılan, biber gazı, kimyasallı su ve diğer silahların etkisinden dolayı hayatını kaybeden veyahut zarar gören hayvanların haklarına dikkat çekmek isteyen barışçıl eylemcilere ve bu eylemi izleyen basın mensuplarına karşı kullanılan şiddetinin gerekçesi nedir?

2- Yeryüzüne Özgürlük Derneği üyeleri hangi gerekçe ile gözaltına alınmıştır? Gözaltına alınan dernek üyeleri için ne gibi bir işlem yapılmıştır?

3- Hak ihlallerinin tespiti ve teşhiri için Uluslararası Hayvan Hakları Mahkemesi’ne başvuru yapacak olan derneğin, bu girişimini basın açıklaması ile duyuracağı bir eylem ne gibi gerekçelerle tehdit olarak görülmektedir? İçişleri Bakanı olarak bu durumu nasıl değerlendirmektesiniz?

4- Gezi Parkı protestoları sırasında kolluk kuvvetlerinin kullandığı çeşitli silahlarla ölen veya yaralanan kaç sokak hayvanının sayısı bilinmekte midir? İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin ve Gezi Protestolarının gerçekleştiği ilçe belediyelerinin kontrolü altında bulunan ve kaydı bulunan sokak hayvanlarının ne kadarı bu sürede yaşamını kaybetmiştir?  Bu yönde bir araştırma yapılmış mıdır?

5- İstanbul sokaklarında bu süreçte yaralanan sokak hayvanlarının tedavisi konusunda ilgili kurumlarla bir çalışma yapılmış mıdır?