13 Haziran 2013 Perşembe

Gezi'ye Atılan Gazlar Hayvanları da Öldürüyor

Yeryüzüne Özgürlük Derneği'nden Özgüner ve veteriner hekim Sargın, polis şiddetinin hayvanları nasıl etkilediğini ve hayvanlara nasıl müdahale edileceğini anlattı. Uluslararası Hayvan Hakları Mahkemesi'ne şikayet yolda.


Gezi Parkı direnişi boyunca polisin yoğun biber gazı ve tazyikli suyla müdahalesi, sadece insanları değil, hayvanları da etkiledi. İlk günlerden itibaren, Gezi Parkı’nın revirinin içine bir de veteriner kliniği kuruldu, gazdan etkilenen, yaralanan hayvanlar buraya getirildi.

Dün polisin parkın içine gaz atmaya başlamasının ardından Gezi veterinerindeki hayvanlar, diğer semtlerdeki kliniklere nakledildi.

bianet, bir karga, iki yavru martı, bir kumru, bir civciv ve bir yavru kedinin getirildiği Levent’te bir veteriner kliniğinde Yeryüzüne Özgürlük Derneği’nden Burak Özgüner ve veteriner hekim Hasan Sargın’la konuştu.

Özgüner ve Sargın, ilk günden beri İstanbul’daki tüm veteriner kliniklerine Gezi Parkı’ndan hayvanların getirildiğini, hayvanların biber gazından insana göre çok daha şiddetli bir biçimde etkilendiğini belirtti. Eylemcilere de direniş alanına, herhangi bir eyleme ya da bir festivale kesinlikle hayvanlarıyla gitmeme çağrısı yaptı.

Ayrıca direnişe yönelik polis şiddeti sırasında mağdur olan hayvanlarla ilgili Cenevre’deki Uluslararası Hayvan Hakları Mahkemesi’ne başvuru yapmaya hazırlanıyorlar.

“Gaz bombasının sesi bile kuşları öldürebilir”


Klinikte çok sayıda kuş olması dikkatimi çekiyor.  Polisin kullandığı biber gazı tabancalarının ve ses bombalarının kuşların uçuş yetisini kaybetmesine ve ölmelerine neden olabildiğini anlatıyorlar.

Sargın durumu şöyle açıklıyor: “Bir kuşu muayene ederken, elimize aldığımızda kalp atışları normalin 5-6 katına çıkabiliyor. Biber gazına doğrudan maruz kalmasalar bile, sırf patlama sesi bile geçici uçuş kaybına ve doğrudan ölümlere yol açabilir. Havai fişekler de aynı sonuçlara neden oluyor, bu nedenle direnişçilerin de havai fişek atmaması lazım.”

Bugün, veterinerdeki kuşlar bir üniversitenin veterinerlik fakültesine gönderilecek ve kırıkları olup olmadığı kontrol edildikten sonra serbest bırakılacaklar. Bir de gazdan etkilenmiş bir civciv var. Onun nasıl olup da Gezi Parkı’na geldiğini kimse bilmiyor. Maalesef durumu ağır.

Biber gazı hayvanları nasıl etkiliyor?

Peki biber gazı hayvanları nasıl etkiliyor? İnsanlardan farklı mı?
“Biber gazının memeli hayvanlar üzerindeki fiziki etkisi insan üzerindeki etkisine benzer, ama şiddeti farklı. Akciğer hacimlerinin ne kadar düşük olduğunu ve burunlarının bizden ne kadar farklı olduğunu düşünün. Mesela koku yoluyla biber gazının verdiği etki hayvanlarda çok şiddetli.

“Bir de işin psikolojik boyutu var. Bir insan biber gazına maruz kaldığında, başına ne geldiğini ve etkisinin ne zaman biteceğini biliyor. Ama bir hayvan biber gazına maruz kaldığında başına ne geldiğini anlamıyor. Dolayısıyla korkuyla solunumu deprese olabiliyor, korkuyla sağa sola çarpıp kendine zarar verebilir.

“Bir arkadaşımızın gaz atıldığında balkonda olan hamsterı öldü, Pekinez cinsi köpeği gözüyle ilgili sorunlar yaşıyor. Taksim’in meşhur Eylem köpeğinden haber alamıyoruz.”

Biber gazı patlamaları hayvanları travmatize de ediyor, içerideki martının sabahtan beri sürekli olarak ağzını açıp kapadığını anlatıyorlar.

Gazdan etkilenen hayvana nasıl müdahale edilir?

Biber gazlarından kaçarken, etrafta korkuyla kaçışan sokak hayvanlarını görüyoruz, ama nasıl yardımcı olacağımızı bilemiyoruz.

“Kedi-köpekler de insanlar gibi memeli grubundan. Dolayısıyla insanlarda kullanılan yöntemler büyük ölçüde geçerli. İnsanların kullandığı Rennie ve Talcidli anti-asit solüsyonlar kullanılabilir. Tercihen mentollü olmasa daha iyi olur. Ayrıca ne kadar tüylü olsalar da, gaz deriye temas ediyor. Tüylerini de yıkamak gerekiyor.

“Farkettiğimiz başka bir şey, biber gazı atılan bölgelerde duman havaya yükselmiyor ve ayak bileği hizasında kalıyor. Hayvanların boyunu düşünürsek, etki çok daha kalıcı. Dolayısıyla hayvanları o bölgeden uzaklaştırmak gerekiyor. Eğer klinik imkan varsa, oksijen vermek en mantıklısı.”

Uluslararası Hayvan Hakları Mahkemesi’ne şikayet

Özgüner, hayvanlarla ilgili çok sayıda ölüm haberi aldıklarını ancak hayvan ölümleri kayıt altına alınan bir bilgi olmadığı için bunları teyit edemediklerini söylüyor. “Muhtemelen polis şiddetinden etkilenen hayvan sayısı çok fazla. İstanbul’da 500-600 veteriner kliniği var ve meslektaşlarımızla konuştuğumuzda hepsine Gezi Parkı’ndan hayvanlar geldiğini öğreniyoruz.”

Yeryüzüne Özgürlük Derneği, şimdi Cenevre’deki Uluslararası Hayvan Hakları Mahkemesi’ne başvuru yapmaya hazırlanıyor ve hayvan hakları ihlallerine tanık olan herkesi yeryuzuneozgurluk@gmail.com adresine tanıklıklarını göndermeye çağırıyor. Video ve fotoğrafla bunları belgelemenin çok önemli olduğunu vurguluyor.

“İster insan, ister hayvan olsun, biz yaşanan tüm ölüm ve hak ihlallerinden sadece hükümeti değil devleti de sorumlu tutuyoruz. Hem insan hem yaşam hem de doğa ve hayvan düşmanı olarak bizim hafızalarımızda yerini aldılar. İnsanlar öldü, hayvanlar öldü ve iki haftadır hak örgütleri bu zulmü durdurun, diyor. Ama Vali tweet’leriyle bunu bir oyun haline getiriyor. En temel haklarımız ihlal ediliyor.

“İHD ve TİHV ile iletişim halindeyiz. Şu anda polis şiddetinden etkilenenlerle ilgili şikayetler toplanıyor. AİHM sürecine giriliyor ve mümkün olduğunca şikayetlerin tek bir yerde toplanıp raporlanması gerekiyor. Uluslararası Hayvan Hakları Mahkemesi’ne başvuru da çok önemli.

“Gaz saldırılarında yaşanan hayvan hakkı ihlalleriyle ilgili tanıklıkları bize aktarırlarsa, biz de başvurumuzda bunlara yer veririz.”

Kaynak: Bianet