18 Temmuz 2012 Çarşamba

“Benim Ülkem Sana Dar Gelir” Davası YARIN!


Kamuoyunda "Benim Ülkem Sana Dar Gelir" davası olarak bilinen, hayvan hakları aktivisti Eva Aksoy'un Ermeni olduğu gerekçesi ile ırkçı tehditlere maruz kalmasından ötürü 3 yıldır süren davası, YARIN 19 Temmuz Perşembe günü saat 13.50'de Çağlayan İstanbul Adliyesi'nde karara bağlanacak. Duruşma, adliyenin 6. katındaki 30. Sulh Ceza Mahkemesi'nde görülecek.

"Benim Ülkem Sana Dar Gelir" davasının her duruşmasında olduğu gibi bu duruşmada da sizlere dayanışma çağrısında bulunuyoruz. Çok büyük bir ihtimalle karar celsesi olacak bu duruşmaya bizzat katılım göstermeniz, ırkçılık ve faşizme inat bir kez daha dayanışmayı güçlendirdiğimizi göstermemiz ve toplum içinde dışlanması, yalnızlaştırılması, hatta çeşitli imalarla, mağdur kişilere karşı insanları harekete geçmeye teşvik eden bu zihniyeti bir kez daha lanetlemek için oldukça önemli.

Irkçı hakaret ve ölüme kadar varan tehditler nedeniyle hakkında dava açılan kişi ise tacizlerine son vermiyor. Aksine kendince suçlar uydurarak "sonu dar ağacı" olarak belirlenen Eva Aksoy ve Aksoy'un yanında olan kişi ve kurumlar hakkında karalama kampanyaları düzenleniyor. Davayı haberleştiren gazeteciler dahi tazminat davaları ile adliyelerde süründürülmeye çalışılıyor.

Duruşma 19 Temmuz Perşembe günü saat 13.50'de Çağlayan'daki İstanbul Adliyesi'nde görülecek. Irkçılığa, faşizme yönelik mahkemenin vereceği karara hep birlikte tanık olalım ve Eva Aksoy'un yalnız olmadığını bir kez daha gösterelim.


Ne olmuştu?

Eva Aksoy, yıllar boyunca ırkçı hakaretlere maruz bırakıldı, ölüm tehditleri aldı, kendisine Türkiye'yi terk etmesi emredildi, ikâmetgâhının adresi internette yayınlandı, fiziksel saldırı girişimine maruz kaldı, evine ateş edildi, camları kırıldı, mahallede yapılan kulis çalışmaları ile "Türk düşmanı" olarak damgalandı, tehdit maillerinde geçen "Senin sonun darağacıdır" sözlerini hatırlatırcasına kapısının önüne metrelerce kalın halatlar bırakıldı. Aksoy'a gönderilen hakaret ve tehdit maillerinin bazıları, "Ne Mutlu Türküm Diyene" diye bitiyordu ve "biz, insanları arkadan hançerleyen Ermeni ırkından değiliz" deniliyordu maillerde. Son olarak da "Hocalı Katliamı'nı anma" mitinginden sonra bahçesine, mitingde dağıtılan "Ermeni Yalanına Sessiz Kalma" şapkalarından biri atıldı. Üstelik şapkayı bahçeye atan kişinin sanığın avukatlığını yapan emekli bir savcı olduğu da güvenlik kamerası kayıtlarından tespit edildi. Irkçı hakaretlerin ve ölüm tehditlerini takiben, ikâmetgah adresinin internette yayınlanmasının ardından Aksoy, e-maillerin göndericisi olan sanık M.A.Ö. hakkında suç duyurusunda bulunmuş, M.A.Ö. aleyhinde kamu davası açılmıştı.