27 Nisan 2012 Cuma

Polis operasyonu ile öldürülen Karadağ'ın davası devam etti

Alaaddin Karadağ davasında mahkeme, daha önce aldığı keşif kararından vazgeçti. Polis operasyonunun mağduru olan şoför İsmail Durmuş'un bedenindeki kurşunun çıkartılıp çıkartılmayacağına karar verilmesi için Çapa Tıp Fakültesi'ne sevkine karar verdi. Delilleri gizleyen yetkililer hakkındaki suç duyurusu taleplerini ise reddetti.

Devrimci işçi Alaaddin Karadağ'ın polis operasyonuyla öldürülmesinin ardından açılan davanın 7. duruşması bugün Bakırköy 9. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görüldü.

Bugünkü duruşmaya Karadağ ailesini temsilen Abdullah Karadağ ile avukatları, olay sırasında yaralanan minibüs şoförü İsmail Durmuş ile sanık Oğuzhan Vural ve sanık avukatı katıldı.

POLİS DELİLLERİ YOK ETTİ

Mahkeme Başkanı Bülent Akasma, dosyaya gelen raporları okudu. Buna göre, Adli Tıp Kurumu, polisin yaptığı inceleme nedeniyle Karadağ'ın üzerinden çıkan kıyafetlerde inceleme yapılamayacağını bildirdi. İstanbul Emniyet Müdürlüğü de, olay yerine ilişkin MOBESE kayıtlarının olmadığını bildiren yazıyı mahkemeye gönderdi.

Bugünkü duruşmada polisin el koyduğu minibüsün şoförü olan ve 2 yıldır belindeki kurşunla yaşamak zorunda kalan İsmail Durmuş söz aldı. Durmuş, kurşunun bedeninden çıkartılması durumunda bir risk olmayacağı yönünde ATK'nın raporuna rağmen, danıştığı başka doktorların "risk olabilir" uyarısında bulunduğunu hatırlattı, "Risk olacağı için çıkartılmasını istemiyorum" dedi.

Durmuş'un avukatı Abdurrah Özer, müvekkilinin şüphelerinin giderilmesi için Çapa ya da Cerrahpaşa tıp fakültesi hastanelerinden birine sevkinin yapılmasını istedi.

'GÖRÜNTÜLER NEDEN KORUNMADI?'

Müdahil avukatlar adına söz alan İbrahim Ergün, mağdur Durmuş'un bir hastaneye sevk edilerek gerekli raporun alınması talebine katıldığını söyledi. Delillerin karartıldığını ve görüntülerin ortadan kaldırıldığını belirten Avukat Ergün, "9 Aralık 2009 tarihli bir yazıda, Asayiş Şube Müdürlüğü'nün elindeki görüntüleri Terörle Mücadelesi'ne gönderdiği açık bir biçimde belirtiliyor. Ayrıca, İstanbul Emniyet Müdürlüğü, 1 Kasım 2011 tarihli yazısında, görüntülerin 10 gün saklandıktan sonra imha edildiğini kaydediyor. Halbuki savcı, bu 10 gün içinde görüntüleri istemişti. Bu durumda, görüntüler neden korunmadı? Bu görüntüleri yok edenler hakkında suç duyurusunda bulunulmalı" dedi.

Adli Tıp Kurumu'ndan gelen rapor için "süpriz değil" diyen Avukat Ergün, "Polis, savcılığın ya da mahkemenin deliller üzerinde inceleme yapılması yönünde herhangi bir kararı yokken, bu incelemeyi yapmıştır. Delilleri yok etmiştir. Bu incelemeyi yapan polisler hakkında da suç duyurusunda bulunulmasını istiyoruz" diye konuştu.

ATK raporundan Alaaddin Karadağ'ın gömleğinde herhangi bir inceleme yapılmadığının anlaşıldığını söyleyen Avukat Ergün, gömlek üzerinde gözle bir inceleme yapılmasını, kurşun deliği bulunması durumunda, gömleğin inceleme için Adli Tıp Kurumu'na gönderilmesini istedi.

'KEŞİF KARARINI UYGULAYIN'

Müdahil avukatlardan Murat Çelik de, olayın üzerinden 2.5 yıl geçtiğini hatırlatarak, daha önce alınan keşif kararının hayata geçirilmesini istedi.

Karadağ'ın kardeşi Abdullah Karadağ da, sanığın tutuklanması talebini bir kez daha dile getirdi.

Savcı Ahmet Ayvaz, İsmail Durmuş'un hastaneye sevk edilmesini ve mütalaa için dosyanın kendilerine gönderilmesini istedi.

Kısa bir aradan sonra kararını açıklayan mahkeme, İsmail Durmuş'un Çapa Tıp Fakültesi'ne sevkine karar verdi. Burada yapılacak tıbbi inceleme sonunda Durmuş'un vücudundaki kurşunun çıkartılmasında sağlık açısından bir sakınca görülmezse, kurşun çıkartılacak ve kriminal inceleme yapılacak.

Mahkeme, daha önce aldığı keşif kararından vazgeçti. Mahkeme, daha önce 25 Mart 2011 tarihinde keşif yapma kararı almış, ancak karar bugüne kadar çeşitli gerekçelerle uygulanmamıştı. Keşif kararı alan hakim de, Kandıra F Tipi Cezaevi İnfaz Hakimliği'ne sürülmüştü.

MAHKEME GÖMLEĞİ BİLE İNCELEMEYECEK

83-523 nolu MOBESE kameralarının olay yerini görüp görmediğinin İstanbul Emniyet Müdürlüğü'ne sorulmasına karar veren mahkeme, gömleğin incelenmesine "iç giysi olduğu" gerekçesiyle gerek bulunmadığı kararını aldı.

Bakırköy 9. Ağır Ceza Mahkemesi, delilleri yok eden polisler hakkındaki suç duyuruları taleplerini de reddetti.

Sanığın tutuklanması yönündeki talebi de kabul etmeyen mahkeme, duruşmayı 7 Eylül 2012 tarihine erteledi.

BDSP'LİLER ADLİYE ÖNÜNDE

Bağımsız Devrimci Sınıf Platformu (BDSP), duruşma öncesinde adliye önünde basın açıklaması yaptı. Alaattin Karadağ'ın fotoğrafının yer aldığı "Alaattin Karadağ yoldaş ölümsüzdür. Devrimciler ölmez, devrim davası yenilmezdir!" yazılı pankart açan BDSP'liler, "Katil polis hesap verecek", "Katillerden hesabı emekçiler soracak", "Yaşasın devrim ve sosyalizm", "Alaattin yoldaş kavgamızda yaşıyor" sloganlarını attı. BDSP'liler duruşma boyunca adliye önünde bekledi.

Kaynak: ETHA