26 Aralık 2011 Pazartesi

KCK davasında hakimden Kürtçe dilekçeye suç duyurusu

"KCK Ana Davası"nın 30'ncu duruşmasında, Kürt siyasetçilerin Kürtçe savunma talepleri ile sanık müdafilerin yargılamada yaşanan "hukuksuzlukların" düzeltilmesine ilişkin taleplerin kabul edilmedi. Mahkeme heyeti, kabul etmediği Kürtçe dilekçelere ilişkin de Cumhuriyet Savcılığı'na suç duyurusunda bulundu.

"KCK Ana Davası" kapsamında 104'ü tutuklu 152 Kürt siyasetçisinin yargılandığı davanın öğleden sonraki oturumuna, Adnan Bayram ile ilgili delil ikamesi ile devam edildi. Rojhat Çetinkaya isimli tanığa TEM Şube'de yapılan fotoğraf teşhisi sonrası verdiği beyanlarla ilgili iddiaları, Kürtçe konuşarak kabul etmeyen ve söz konusu tutanağın polisler tarafından hazırlandığını belirten Bayram'ın mikrofonu mahkeme heyeti tarafından kapatıldı. Müdafi avukatların itirazına rağmen delil ikamesine devam eden mahkeme heyeti, ardından sanıklardan Zeynel Mat ve Nizamettin Onar ile ilgili iddiaları okudu. Söz konusu iddialara ilişkin emniyet ve Cumhuriyet Savcılığı'nda verdikleri beyanları yüzlerine okunan Mat ve Onar, Kürtçenin Zazaki ve Kurmanci lehçeleri ile savcılık ve emniyet aşamasındaki ifadelerini tekrar ettiklerini ve haklarındaki iddiaları kabul etmediklerini avukatlarının tercümesi ile beyan etti. Duruşma boyunca haklarında iddia edilen hususlarla ilgili söz hakkı verilen sanıkların anadilde savunma taleplerine ilişkin beyanlarına mikrofon kapatılarak izin verilmezken, sanıklardan sonra söz alan sanık müdafileri, müvekkillerinin beyanlarını tercüme ederek aleyhe olan iddialarla ilgili savunmalarını yaptı.

Müvekkili Zeynel Mat ile ilgili var olan gizli tanık beyanına dikkat çeken Avukat Feride Laçin, müvekkili hakkında iddia edilen suçlamalarla ilgili sözkonusu tarihte müvekkilin yurt dışında olduğu, bu nedenle suça konu hazırlanan delillerin dosyadan çıkarılması gerektiğini vurguladı. Yine bahse konu olan suçlamalardan bir diğerinde ise müvekkilin Almanya'da cezaevinde olduğunu hatırlatan Laçin, gizli tanık olarak beyan veren şahsı tanıdığını ve bu kişinin cezaevinde tutuklu bulunduğunu iddianameyi hazırlayan Cumhuriyet Savcılığı tarafından getirtilerek beyanda bulundurulduğu söyledi. Laçin, "Cezaevinde tutulmasına rağmen bu şahsın bu dosyalara nasıl muvafık olduğunun da soruşturulmasını talep ediyoruz" dedi.

Yine Mat ile ilgili iddialara ilişkin beyanda bulunan Zeki Bektaş ve Ahmet Yavuz isimli tanıkların ifadelerine ilişkin söz alan Avukat Selçuk Kozağaçlı, tanığın 19 numaralı fotoğraf için bir kez karşılaştığını ve bu karşılaşmanın da belediyede olduğunu belirterek, bu şekilde bir delilin var olamayacağı ve dosyadan çıkarılması gerektiği vurgusuna mahkeme başkanı Menderes Yılmaz, "Konmuş bizde okuduk. Ne yapalım!" diye cevap verdi.

Müvekkili ile ilgili tanık ve gizli tanık beyanlarına ilişkin somut olmayan delillerin dosyadan çıkarılmasını talep eden avukatların bu talebine iddia makamı da katılırken, mahkeme heyeti, delillerin CMK kapsamında olduğu için taleplerin reddine karar verdi. Duruşmada duruşma boyunca taleplerinin hiç biri kabul edilmeyen müdafi avukatlar, delillerin kanuna aykırı olup olmadığının tespit edilmesini, aykırılık teşkil eden delillerin dosyadan çıkarılmasını talep etti. Ayrıca telefon tapeleri ile ilgili ses analizinin yapılmasını talep eden avukatlar, gizli tanık ve tanıkların duruşmada hazır edilmesini talep etti. Yargılamanın "asılsız ve mesnetsiz" olduğunu ifade eden müdafi avukatlar, parlamentoda bulunması gereken milletvekillerinin duruşmalara "güvenlik" gerekçesiyle kelepçeli getirilmesine dikkat çekti. "Herhangi bir bireyin yaşamı toplumsal kaygılara kurban edilmemelidir" sözünü hatırlatan avukatlardan Mesut Beştaş, beyin ameliyatı geçiren müvekkili Musa Farisoğulları'nın tahliyesine karar verilmesini talep etti. Ardından söz alan Avukat Eren Keskin ise, "Bizim söylediklerimizin sizin için hiçbir önemi yok. Duruşmayı bitirip hemen eve gitmek istiyorsunuz. Ama bu insanlar 3 yıldır evlerine gidemiyor. Yargılamada iç hukukumuzda delil olmayan her şeyi delil olarak sayıyorsunuz" diyerek tepki gösterdi. Müvekkili Alaattin Aktaş'ın 20 yıl cezaevinde kaldıktan sonra sivil siyaset yapmak isterken tutuklandığını hatırlatan Keskin, müvekkilli ile ilgili tahliye ve beraat talebinde bulundu.

Duruşmaya kısa bir ara veren mahkeme heyeti, sanıkların tutukluluk hallerinin devamına karar verdi. Sanıklar tarafından verilen Kürtçe ve Türkçe dilekçelerden Türkçesinin kabul edilerek dosyaya konulmasına karar veren mahkeme heyeti, dilekçelerle ilgili Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulunarak duruşmayı 28 Aralık'a erteledi.

Kaynak: ANF