14 Temmuz 2010 Çarşamba

40 Yıl Ömürleri Kaldı!

80 ülkeden 2 bin bilim insanı tarafından 10 yıldır sürdürülen Census of Marine Life (COML, Deniz Canlıları Sayımı) araştırmasına göre büyük balıkların yüzde 95’i yok oldu ve bazı balık türleri de yok olma tehlikesiyle karşı karşıya

Bilim insanlarına göre Birleşmiş Milletler tarafından 90 milyon ton olarak açıklanan küresel balık yakalama oranları gerçekte 150 milyon tona yaklaşıyor ve küresel balıkçılığın acilen kontrol altına alınması gerekiyor. İngiliz Times gazetesine konuşan Kanada British Columbia Üniversitesi’nden Profesör Daniel Pauly, “Büyük balıkların nüfusu son yüzyılda yüzde 95 oranında azaldı ve bu yüzyılın ortasına geldiğimizde ton balığından morina balığına kadar birçok tür yok olabilir” dedi. New York Üniversitesi’nden Profesör Callum Roberts ise “Balinalarla başlayarak tüm deniz hayvanlarını yok ediyoruz. Sonunda denizden yiyeceğimiz tek şey denizanaları ve algler olacak” dedi. İşte rapordan önemli noktalar:

- 15 yıldır balık türlerinin popülasyonunu inceleyen Pauly, birçok köpek balığı türünün doğal nüfuslarından yüzde 5 düşük olduğunu iddia ediyor.

- En çok tercih edilen ticari balıklar morina, ton, mezgit, dil ve barlam balıkları o kadar çok avlanıyor ki, yüzyılın ortasında nesilleri tamamen tükenmiş olabilir.

- Balıklar ve diğer tüm deniz canlıları için gıda sağlayan “fitoplankton” isimli küçük yeşil bitkiler üzerine yürütülen çalışmalara göre dünyadaki balık tüketimini karşılayabilmek için fitoplankton miktarının yüzde 35 artması gerekiyor.

- 1950’lilerde küresel balık tüketimi 35 milyon ton olarak hesaplanıyordu. 1800’lerde bu oran 10 milyon tonlardaydı. Günümüzde ise bu miktar 150 milyon tona çıktı.

‘Balık stoğu tahminleri yapılmalı’

Prof. Dr. Sedat Vahdet YERLİ (Hacettepe Üniversitesi Fen Fakültesi-Biyoloji Bölümü): Geleceği planlanmamış üretimin her zaman risk doğuracağını görmemiz lazım. Balık sayısının azalmasında doğal koşulların değişmesi ve insan faaliyetlerinin etkisi var. İnsan faaliyetleri derken de aşırı avlanmayı kastediyoruz. Hiçbir bölge ayırt etmeden planlamalar yaparak uygun ekolojik ortamlarda, sürdürülebilir senaryolar neticesinde balık üretimi yapılmalıdır. Her doğal ortamın canlılık miktarı ile üretebileceği balık miktarı bellidir. Kendi halindeki balık popülasyonlarında avlanma amaçlı alanlar oluşturulursa riskler doğar. Balık stoğu tahminlerinin yapılması ve doğal kaynakların bilinçli tüketilmesi sağlanmalıdır. Stokların elverdiği ölçüde doğru kararlar alınırsa sürdürülebilir balık üretimi gerçekleştirilir. Canlıların bir sonraki kuşağı oluşturması zaman alıyor. Avcılık kurallarını koyar ve uygun boyda av yaparsanız nesil kendini toparlar. Balık soyunun büyük oranda tükeneceği tahmini pek şaşırtıcı değil. Balıklarımızı korumak hepimizin görevi.

Kaynak: Vatan