31 Mart 2010 Çarşamba

Abant'ta Çevre Tahribatı

Abant tabiat parkı çevresinde 70’inin sadece bu bölgeye özgü endemik 1222 canlı türü barındıran Türkiye’nin en önemli doğal parkları arasında. Abant’taki doğal dengeyi bozan uygulamalar ise Tabiat Parkı’nın Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü’nden alınıp, Bolu İl Özel İdaresi’ne devredilmesiyle başladı.


İlk olarak göl yüzeyinin genişletilmesi ve göl çanağında daha çok su tutmak amacıyla göl tahliye kanalının önüne set inşa edildi. Set nedeniyle su seviyesi yükseldi, çevredeki yaklaşık 300 çam ağacı sular altında kaldı. Ardından kökleri su ile kaplı ağaçlar, kuruma tehlikesi ile karşı karşıya kalınca, suyu tahliye etmek yerine, Tabiat Parkındaki doğal yamaçlar kazındı. Yapılan işlem, erezyona ve ağaçların kurumasına zemin hazırladı. Pek çok canlının da kara ve su arasındaki bağlantısı engellendi, sulak alandaki yaşam alanı tahrip oldu.


Parktaki doğa tahribatı bununla da kalmadı. Abant’ta yapılan çalışmalar, gölün güneyinde yer alan Örencik yaylasını da etkiledi. Yaylada sular birikti, küçük Abant oluşturulması sonucu bölgedeki endemik bitkiler sular altında kaldı. Endemik orkide, Ankara Çiğdemi ve Kar Çiçeği gibi türler yok olma tehlikesi altında.


ODALARDAN ORTAK TEPKİ
TMMOB Makine Mühendisleri Odası, İnşaat, Ziraat, Harita ve Kadastro Elektrik Mühendisleri, Mimarlar Odası Bolu İl Temsilcilikleri ile TEMA Bolu İl Temsilciliği, Bolu Çevre Derneği, Çevre İçin Hekimler Derneği ve Bolu Tabip Odası tarafından ortak bir açıklama yapılarak, uygulamalara tepki gösterildi.


Çalışmaların hiçbir planlamaya dayanmadığının belirtildiği açıklamada şöyle denildi: Öyle ki hesapsızca yükseltilen beton set, deneme yanılma yoluyla yanlış görüldükten sonra kepçelerle kırılarak ve kesilerek alçaltılmaya çalışılmıştır. Ne var ki tıpkı göl etrafındaki yolun, adeta bir havaalanına dönüştürülmesi gibi, bütün bu yapılanlar kontrolden çıkmış bir hatalar zinciri şeklinde birbirine çoğaltarak devam etmektedir. Abant Tabiat Parkı ve Küçük Abant denilen alanda sürdürülmekte olan, içinde hiçbir doğa bilimcinin bulunmadığı çevreye zararlı inşaat uygulaması derhal durdurularak havzanın gerçek doğal ekosistemine yeniden kavuşturulması sağlanmalı.


YETKİLİLER KAYITSIZ KALIYOR
Bölge halkı ve meslek odası temsilcilerin bir araya geldiği toplantıda da uygulamalar eleştirildi. Abant İzzet Baysal Üniversitesi. Biyoloji Bölümü Hidrobiyoloji Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Okan Külköylüoğlu bilime aykırı yapılan çalışmaların birçok canlı türünün sonunu hazırlayacağı söyledi. Külköylüoğlu “Her bulunan boşluğun suyla doldurulmaya çalışılması doğru değildir.” dedi. Bölgelerinde gölet istemediklerini ve Abant’ta gizli kıyım yapıldığı belirten Örençik Köyü Muhtarı Tevfik Türe ise “Sadece Örencik Yaylası değil, Abant Gölü’nün korunması gereklidir. Biz resmi kurumlara defalarca yazı yazdık, ağaçları mühürlemeden kıydılar tutanak tuttuk ama hiç birisinden geri dönüş olmadı.” dedi.


Kaynak: Birgün